Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in kuruluşunun 10.yıl dönümünde “Bu anda büyük Türk milletinin bir ferdi olarak, bu kutlu güne kavuşmanın en derin sevinci ve heyecanı içindeyim.” diye sözlerine başlamıştı. Ben de Cumhuriyetimizin 99.yılına, Cumhuriyetimizin temellerinin acı, azim ve inançla atıldığı bu özel topraklarda kavuşmanın derin sevinci ve heyecanı içindeyim.
Tarihimizin dönüm noktası Cumhuriyet’imizin kuruluşunun 99.yıl dönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Paşa olmak üzere, İstiklal harbimizin zafere ulaşmasında ve yeni devletimizin kuruluşunda vazife üstlenen kahramanlarımızı saygıyla yâd ediyorum. Bin yıldır, dünyanın en önemli ve üzerinde en çok mücadele yürütülen coğrafyasında yaşamamızın bedelini canlarıyla ödeyen tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.
Bu kutlu günde Cumhuriyetimizin, tarihimiz ve cemiyetimiz için ne anlama geldiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Cumhuriyet sadece bir yönetim biçiminin, bir idare sisteminin adı değil, ondan daha fazla Türk milletinin bu topraklarda yaşama, var olma ve varlığını devam ettirme iradesinin adıdır. Bu yüzden Türk milleti kaynağını millet iradesinden almayan hiçbir kişiye, kuruma, zümreye ve örgüte iradesini teslim etmeyecektir. Millet ve devlet olarak, varlığımızı ve geleceğimizi korumak amacıyla son yıllarda yine tarihi bir mücadelenin içindeyiz. Terör örgütlerinin saldırılarından 15 Temmuz hain darbe girişimine kadar yaşadığımız tüm hadiseler, bu tarihi mücadelenin tezahürleridir. Türk milleti, nasıl Milli Mücadele’de, bağımsızlığını ve millet iradesini teslim etmediyse, bundan sonra da kendi iradesini etmeyecektir.
29 Ekim Cumhuriyet bayramınızı bir kez daha en içten duygularımla kutlarken, Cumhuriyetin, milletimizin her bir ferdinin sonsuz azmi ve fedakârlığıyla kurulduğunu belirtmek isterim. Makama, mevkie, zenginliğe, şana, şöhrete bakmaksızın her bir Türk vatandaşı bu Cumhuriyetin hem sahibi hem de varisidir. Bu Cumhuriyet alın teri döken işçinin, elini toprağa karıştıran köylünün, en zor koşullarda canını hiçe sayarak ülkesi için savaşan Mehmetçiğimizin, eli öpülesi öğretmenlerimizin; bu cumhuriyet herkesten önce tarih boyunca vatan toprağına düşmüş tüm şehitlerimizindir. Bu Cumhuriyet, okulun çarşaflarını çuval yapıp içine erzak ve mühimmat koyarak Sarıkamış’taki Mehmetçiğimize gönderen Erzurum Lisesi son sınıf öğrencilerinin omuzları üstünde yükselmiştir. Sarıkarmış’ta, Çanakkale’de ve daha sonra Kocatepe’de. Şu dağların arkasında, Tınaztepe’de, Çiğiltepe’de, Zafertepe’de… Burada mücadele eden her bir neferimizin omuzları üstünde yükselen Türkiye Cumhuriyetini, yarınlara taşımak ise hepimizin en büyük ve en mukaddes vazifesidir.
Milli Mücadele’nin kazanıldığı bu topraklarda, Cumhuriyetimizin 99.yılını kutlarken, “bastığımız yerleri toprak diyerek geçmediğimizi”, üzerinde yürüdüğümüz her bir kara parçasına karışan şehitlerimizin kanlarının, millet olarak farkında olduğumuzu vurgulamak istiyorum. Bu vatan uğruna can veren tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyor, millet iradesinin bu topraklarda ebediyen egemen olacağına inanıyor ve Cumhuriyetimizin 99.yıl dönümünü yeniden kutluyorum. Bayramınız kutlu olsun.