Saadet Partisi Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan haftalık olağan basın açıklaması gerçekleştirdi. Arslan açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
SEVGİ VE KARDEŞLİK ÇERÇEVESİNDE YAŞAYALIM
Yeni yıl için yapılacak en güzel faaliyet geçmiş yılın muhasebesini yaparak, doğru ve faydalı olanları geliştirmek ve artırmak, yanlış ve zararlı olanları tekrar etmemektir. Buradan hareketle doğru ve faydalı kimden gelirse gelsin desteklemeli, yanlış ve zararlı kimden gelirse gelsin karşı çıkmalıyız. Sözü ve icraatı sahibine göre değil, akıl ile değerlendirmeliyiz. Yani bizimkilerin her söylediği doğrudur, diğerlerinin her söylediği yanlıştır gibi bir yaklaşımdan uzak durmalıyız. Kutuplaşmadan uzak durarak, bir birimizin görüş ve düşüncelerine saygı göstermeli, sevgi ve kardeşlik çerçevesinde bir arada yaşamaya gayret etmeliyiz.
İKTİDAR HER KONUDA ÖRNEK OLMALI
Bunu bireysel olarak yapmamız gerektiği gibi, iktidarın daha bir titizlikle yapması gerekmektedir. Çünkü onların aldıkları kararlar hepimizi etkilemektedir ve onlar aynı zamanda bir örnek olmaktadırlar. Tepedekilerin yaptıkları adam kayırma, torpil, yolsuzluk, lüks, gösteriş ve şatafat alt birimlerdekilerce örnek alınmakta ve onlar da gücü nispetinde bunları gerçekleştirmektedirler. İktidarın bu hatalardan kaçınarak 2021 yılının adaletin gerçek manada tesis edildiği, hukukun en güzel şekilde işletildiği, insan hak ve özgürlüklerinin sağlandığı, ehliyet ve liyakatin esas alındığı, israf, lüks ve şatafattan uzak durulduğu, şeffaflık ve denetlenebilirliğin sağlandığı, gelir dağılımında adaletin sağlandığı, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlandığı bir yıl olması için gayret etmesi gerekmektedir. Ümit ederiz ki; 2021 yılı iktidarın bu hususlara dikkat ettiği, insanlarımızın sağlıklı ve saadette oldukları, tüm dünyanın barış ve huzurlu içinde olduğu bir yıl olur.
YENİ YILDA ESKİ UYGULAMALAR
Biz iyi temennilerimizde bulunmakta ve ümidimizi diri tutmaya çalışırken iktidar maalesef bilindik tavırlarına devam etmektedir. Adam kayırma yaparak Boğaziçi Üniversitesine dışarıdan bir ismi rektör olarak atamıştır. Bu da göstermektedir ki bu iktidarla iyi bir yere gelmek mümkün değildir.
Ümidimizi azaltan bir diğer haber ise doğalgaz ve elektrik zammı oldu. Resmî Gazete ?de yayınlanmasıyla yürürlüğe giren elektrik zam oranı ortalama yüzde 6 olmuştur. Vatandaşımızın destek beklediği bir dönemde yapılan zammı takdirlerinize bırakıyorum.
VATANDAŞA GELİNCE BULUNAMAYAN KAYNAK, HOLDİNGLERE FIŞKIRIYOR
Destek demişken esnafa yapılacağı açıklanan destek yetersizdir. Vereceklerini söyledikleri kira desteği 500 liradır. Bir lokantacının şehrimizde 500 lira ile kiralayabileceği bir dükkân bulması mümkün değildir. En kenar mahallede bile olsa en az 2-3 bin lira olan kira ücretleri, şehir merkezlerinde 15-20 bin liraları bulmaktadır. Öte yandan bin lira da nakdi destek vereceklerini açıkladılar. Bin lira. Esnafın sadece Bağ-Kur primi bin lira civarında. Ev kirası, elektirik, ısınma, iletişim, mutfak masrafları, vergiler. İşte Ocak ayındayız. Motorlu taşıtlar vergisi, araç sigortaları, araç muayene ücretleri nasıl karşılanacak? İktidarın yapması gereken SGK primleri, vergiler, Motorlu Taşıtlar Vergisi gibi hazineye gidecek olan tüm masraflar devlet tarafından karşılanmalıdır. Bunların dışında her fert başına bin lira yardım yapılmalıdır. Ayrıca faizsiz ve uzun vadeli krediler verilmelidir. Biz bunları söyleyince kaynak yok diyorlar. Malum şirketlerin vergi borcunu silerken kaynak var, vatandaşa gelince yok. Bu şirketler dünyada kamudan en fazla ihale alan şirketler sıralamasında ilk 10?un içerisinde. Şimdi devletten bir ihale alacağınız zaman ihaleyi yapan kurum sizden vergi borcu yoktur yazısı alır. Vergi borcunuz varsa ödersiniz. Ödemezseniz ihaleye giremezsiniz. Hak edişlerinizi alırken de prosedür aynıdır. Hal böyleyken bunca vergi borcuna rağmen nasıl ihale aldılar? Nasıl hak edişlerini aldılar? Vergi borcu silinenler arasında Tüvtürk?te var. Akıl alır gibi değil. Araç muayenesinde daha kapıdan içeriye girer-girmez parasını alan Tüvtürk?ün vergi borcu varmış ve bunu silmişler. İşte bunlara kaynak var, vatandaşa kaynak yok.
KENTSEL DÖNÜŞÜM ADİL VE ŞEFFAF OLMALI
Geçtiğimiz hafta Mısri Camii çevresinde yapılacak kentsel dönüşüm ile ilgili bir toplantı düzenlenmişti. Bu tür toplantıların devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Vatandaşımızın aklında bir tek soru işareti dahi kalmayıncaya kadar bu toplantılar devam ettirilmelidir. Süreç şeffaf bir şekilde sürdürülmelidir. Projenin nihai hali çizilmeli, herkes işin sonunda ne olacağını bilmelidir. Bir müteahhite verildiği zaman, müteahhittin vereceği imkanlardan daha fazlası hak sahiplerine verilmelidir. Çünkü TOKİ kar amacı gütmeyen bir kuruluş olarak tanıtılmaktadır.
YUKARIPAZAR VE ÇAVUŞBAŞA AFJET VERİLEMEZ Mİ?
Şehrimizde alakalı olarak bir-iki konuya da değinmek istiyorum. Birincisi hava kirliliği. Şehir erkezinde bazı mahallelerde ciddi bir hava kirliliği söz konusu. Daha önce bize gelen şikayetleri de göz önüne aldığımızda Sosyal Yardımlaşmadan gelen kömürlerin kalitesiz ve çok duman çıkardığı yönünde idi. Bu hususun incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. burada şöyle bir düşüncemi de açıklamak istiyorum; Yukarıpazar ve Çavuşbaş mahalleleri tarihi ve turistik mahallelerimiz. Buradaki hava kirliliğini ve görüntü kirliliğini azaltmak içini tarihi binalarımızı yangın ihtimaline karşı korumak için buralara Afjet verilemez mi? hem vatandaşlarımıza da destek olunmuş olur. Zengin muhitler zaten doğalgaz kullanıyor ve fatura bunları etkilemiyor. O muhitlere hem doğalgaz hem Afjet vermek yerine Afjeti buralara götürelim.
SOKAK KÖPEKLERİ PROBLEM OLUŞTURUYOR
Bir diğer husus ise sokak köpekleri. Her mahallede çok sayıda sahipsiz köpek var. Gruplar halinde dolaşıyorlar, hepimiz her yerde görmekteyiz. Bu köpekler gece geç saatlerde ve sabahın erken saatlerinde işe gidecek vatandaşlarımıza saldırıyorlar. Kötü bir durum ortaya çıkmadan bu sorunun çözülmesi gerekmektedir.
RUS`LARA SERBEST, AYAZİNİ?LİYE YASAK
Hafta sonu sokağa çıkma yasağı vardı. İnsanlarımız evlerinden çıkamadı. Ancak ta Rusya?dan turistler Ayazini köyümüze kadar geldiler. Şimdi şu soruları sorma hakkımız vardır diye düşünüyorum; Ayazini köyü sakinlerinden 8-10 genç veya bir aile çıkıp oraları gezemez iken, Rusya?dan gelen turistler nasıl gezebiliyor? Bu turistlerin virüs bulaştırmayacağının garantisi var mıdır? Görüldüğü üzere turistler ne maske takmışlar ne de mesafeye dikkat etmişlerdir. Kendi vatandaşımıza, kendi vatanında bu kısıtlamalar yapılırken, turistlere verilen bu serbestlik çifte standart değil midir? Güneş ışığının bütün virüsleri öldürdüğü bilinirken, güneşli havalarda dahi uygulanan sokağa çıkma yasağı nasıl izah edilir? Temiz hava ve güneş sadece turistlerin hakkı mıdır?
Sağlık adına bizleri sağlıksızlaştırma uygulamalarından vazgeçilerek, normal hayatımıza dönmek ümidiyle hepinize teşekkür ediyor, hayırlı günler diliyorum.