2022 yılı bütçe görüşmelerinde konuşan MHP MYK Üyesi ve Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, “Milliyetçi Hareket Partisi huzur için vardır, toplumsal huzuru sağlamak için mücadele etmektedir” dedi. Taytak, “Huzur, tıpkı güvenlik gibi, tıpkı hürriyet gibi insanım diyen herkesin hakkıdır. Toplumsal huzur, kamunun, hukukun, idarenin ve milletin birlikteliği ile sağlanabilir. Güçlü toplum, güçlü aile bağlarıyla kurulur. Huzurlu toplum ancak aile huzuru ile kurulur. Bir ülkenin kalkınması ve gelişmesi toplumsal huzurla gerçekleşir. Ancak, insanlığın huzur arayışı ortadadır. Huzurun bir fikir ve düşünce kalıbına dökülmesi; akıl, gönül, maneviyat ve duygu planında ele alınması gerekir. Uzun süredir insanlık kaygı verici nitelikte bir huzursuzluk dalgasının tesiri altındadır. Huzur yokluğu; insanların hayata bağlılığını, yaşama sevincini ve iş birliği temelini derinden sarsmaktadır. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli Beyefendinin talimatlarıyla, AR-GE başkanlığımızca hazırlanan ‘İnsanlığın huzuru projesi’ eserinin hem toplumsal huzurumuza hem de insanlık huzuruna önemli bir katkı sağlayacağına inancımız tamdır. Milliyetçi Hareket Partisi huzur için vardır, toplumsal huzuru sağlamak için mücadele etmektedir”
“Bizler merhametin temsilcisi, vicdanların sesi olmalıyız”
“Hürmetin, merhametin, emniyetin göz ardı edildiği bir dünyaya doğru yol alıyoruz” diyen Taytak, “Ak liselim ve kalbiselim herkesin isyan ettiği, insanın kanını donduran her gün yeni bir olaya, her gün yeni bir görüntüye maruz kalıyoruz. Bebeklerimize, çocuklarımıza ve kadınlarımıza karşı şiddet içeren her gün yeni bir olayla ciğerimiz yanıyor. Hürmetin, merhametin, emniyetin göz ardı edildiği bir dünyaya doğru yol alıyoruz. Toplumumuz, kavgalarla ve çekişmelerle tüm enerjisini içeride tüketen bir hale geliyor. Birbirinin halini anlamayan, her fırsatta birbirine zulmeden bireylerin olduğu bir toplumda herkes tedirgin olur. Güven yıkılır, güveni olmayan toplum fitnelere boğulur. Vicdan kavramını bilen toplumda emniyeti sağlamak daha kolay olur. Bugün, selde sürüklenen kütükler gibi, insanlarımız yanlış yerlere akıp gidiyor. İnternetin, sosyal medyanın ve televizyon programlarının çıkmaz sokaklarında ve menfi programlarında bir nesil ruhen yok ediliyor. Sabahtan akşama; haber programlarında, gündüz kuşağı programlarında olumsuz olayları, cinayet haberlerini görmek; aile bireylerinin ve toplumun psikolojisini bozmaktadır. Bizler çocukları cennet meyvesi, Allah’ın emaneti olarak gören bir toplumduk. Şimdilerde, minicik bebeğini öldüresiye döven canavar bir baba görüyoruz. Bebeğinin şiddet gördüğünü ifade eden ama bir şey yapamadığını söyleyen bir annenin aciziyeti vicdanı olan bütün insanları derinden yaralamıştır. Genç yaşta hayattan ve sevdiklerinden koparılan kadınlarımızı görüyoruz. İsimleri değişen fakat ızdırabı değişmeyen meseleler görüyoruz. El kadar bebeklerden, derdini anlatamayan hayvanlardan, canice katledilen kadınlara üzülmekten Türk milletinin ruhunda derman kalmamıştır. Merhametten yoksun, acıma hissi körelmiş, vicdanını kötülüğe esir etmiş olaylar karşısında bir ve beraber olmalıyız. Bizler merhametin temsilcisi, vicdanların sesi olmalıyız”
“Huzurumuzu bozmak isteyenler, Milliyetçi Hareket Partisi’ni karşısında bulacaktır”
Siyaset kurumunun, ayrışmayı değil, birleşmeyi sağlaması gerektiğini belirten Taytak, “Kim birliğimizi, beraberliğimizi ve huzurumuzu bozmak isterse dün olduğu gibi, bugün de, yarın da Milliyetçi Hareket Partisini karşısında bulacaktır” diye konuştu. Taytak, “Gazi meclis çatısı altında her gün yaşanan argo konuşmalar, el kol hareketleri topluma kötü örnek olmaktadır. Siyaset kurumu, ayrışmayı değil, birleşmeyi sağlamalıdır. Yalanı değil, doğruyu göstermelidir. Ama şimdi gazi mecliste teröre karşı bile tek yürek olamayan bir anlayış ile karşı karşıyayız. Terörün ve teröristin meşru görüldüğü, teröristin gençlere barış elçisi gibi yansıtıldığı bir dönemdeyiz. PKK terör örgütü ülkemizde doktorlar gencecik öğretmenler kaymakamlar şehit etti, köyler bastı, kundakta bebekler kurşunladı. Siyaseti kirleten dil toplumu zehirlerken, ne hikmetse konu teröre gelince, terör finansörlerine gelince insan hakları akla geliyor. Medya organları aracılığıyla toplumda teröristler aklanmaya çalışılıyor. Terör, tepeden tırnağa insanlığa karşı işlenen bir suçtur. Terörist, insan sevgisini kaybetmiş, nefretle kaplı kişidir. Terör propagandası özgürlük değildir. Demokrasi olduğu iddia edilen ülkelerde İngiltere’de İra'yı, işıd'ı, el-kaide’yi övmek yasaktır. Almanya'da nazizmi övmek, işıd'ı, el-kaide’yi övmek yasaktır. İspanya’da AİHM kararı ile kapatılan eta’yı övmek yasaktır. Türkiye'de insan hakları adına bölücü terörü teşvik özgürlüğü sağlansın isteniyor. Terörü teşvik edici, teröre cesaret verici yazarlar, akademisyenler, sanatçılar ve siyasetçiler teröristten daha fazla suçludur. Bu ülkede yaratılmaya çalışıldığı gibi dini ve etnik bir sorun yoktur. Bu ülkede terör sorunu vardır. Terör sorunu çözülmeden, huzura erişmek mümkün değildir. Kim birliğimizi, beraberliğimizi ve huzurumuzu bozmak isterse dün olduğu gibi, bugün de, yarın da Milliyetçi Hareket Partisini karşısında bulacaktır”
“Eklemek yerine eksilten, buluşturmak yerine budayanlardan olmayacaktır”
Konuşmasını MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözleriyle tamamlayan Taytak, “Milliyetçi Hareket Partisi’nin hiçbir mensubu ‘Eklemek yerine eksilten, dikmek yerine dinamitleyen, buluşturmak yerine budayanlardan olmayacaktır.’ Ayaklarda sürüklenen iyilikler dirilmeli, kucaklarda gezdirilen kötülükler fırlatılıp atılmalıdır. Küslüklerin yaygınlaşması, dargınlıkların yoğunlaşması, gönüller arasına mesafe ve engellerin koyulması hiç kimseye bir şey kazandırmayacak, bilakis kaybettirecektir. Kucaklaşmak varken birbirimize sırt çevirmek, birbirimizden kopmak vebaldir, tarihi bir yanlıştır”