Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Erdoğan YAŞAR: Şeker hastalığı tüm vücuttaki damarları etkileyen bir hastalık olup bu organların başında göz, böbrek, kalp ve beyin gelmektedir. Şeker hastalığının sıklığı giderek artmakta olup tip 2 şeker hastalığının görülme yaşı da yirmili yaşlara kadar düşmüştür. Uzun süre yüksek seyreden kan şekeri bir süre sonra gözde bulunan damar ve sinir yapılarına zarar verip görme kaybına ve hatta bu durum tedavi edilmez ise körlüğe neden olabilmektedir. Şeker hastalarında gözün zarar görmesi hastalığın süresi ve kan şekerinin düzensiz yüksek gitmesi ile ilgilidir ve hastalığın başlangıcından 5-10 yıl sonra gözde etkilenme başlayabilmektedir. Bu yüzden 6 ayda bir göz dibi retina muayenesi yapılmalıdır.
Şeker hastalarında gözün zarar görmesine bağlı erken aşamalarda herhangi bir şikâyet olmayabilir. Ayrıca gelip geçici görme kayıpları, görmede azalma, merkezi görmede azalma, ani görme kayıpları ve çift görme olabilmektedir. Şeker hastalarında poliklinik şartlarında yapılan rutin göz dibi retina muayenesi ile zarar olup olmadığı anlaşılabilmektedir. Ek olarak radyasyon içermeyen göz tomografisi (OCT) ile ödem ve göz anjiyosu (FFA) ile kanama ve hastalıklı damarlar saptanarak tedavi yöntemine karar verilmektedir.
Şeker hastalarında muayene ve tetkikler sonrası gözün zarar gördüğü saptanırsa ilk yapılması gereken kanama ve ödeme sebep olan şeker düzensizliğinin tedavisi için hastayı Endokrinoloji ya da İç Hastalıkları Uzmanına göndermektir. Eğer hastalık başlangıç aşamasında ise sadece kan şekeri düzenlenmesi ile kanamalar gerileyebilmektedir. Ancak hasta kontrole gelmekte geç kaldıysa retina kanaması için lazer tedavisi ve retina ödemi için göz arkası enjeksiyonlar gerekmektedir. Enjeksiyon ve lazer ile düzelmeyen ilerlemiş hastalıkta ise göz arkası retina ameliyatları gerekmektedir. Sonuç olarak ne kadar erken tedavi olursa o kadar başarılı sonuç alınmaktadır.
