Polat YILMAZ yazdı..[ACİL GERÇEKTEN ACİLLİK.....]

Polat YILMAZ  yazdı..[ACİL GERÇEKTEN ACİLLİK.....]

ACİL GERÇEKTEN ACİLLİK.....

Orhan Durak?ın sahibi olduğu afyonkarahisardemokrat.com?da, şehrin köşe taşlarından Fehmi Coşkuner?in Afyon Devlet Hastanesi Acil Servisi ile ilgili yazısını okuyunca, ?Aga be! Bu kadar da olmaz? demiştim. Vay annesine! Aynı gün akşam üzeri 18?e fırlamış yüksek tansiyonla acillik olmayayım mı! Bi taraftan oldukça tehlikeli sayılabilecek sınırdaki tansiyondan kurtulmaya çalışırken, bi yandan da içimden içimden inşallah Fehmi abi abartmıştır da aynı muamele ile karşılaşmayız diye geçiriyorum.. Boş laf yük.  Sadede geleyim. Acile vardık. Sıra oluşmuş durumda. Tek görevli başvuru alıyor. 18?lik tansiyonumla sıraya girdim.. Ciddi ciddi sıkıntım var, hissediyorum.. Sıra yavaş ilerliyor.. İlerlemiyor gibi bir şey. Biz durumumuz acil diye Acil Servis?e koştuk ama görevlilerde acillik bi durum yok.. O kadar rahatlar ki. Sanki bir büfede sakız satıyor.. Ee, tabii görevli aynı zamanda sosyal bir arkadaşımız.. Telefonları geliyor. Onlara cevap veriyor. Arada dahili telefonlara bakıyor. Arada pasaport polisi gibi hastaların yüzünü inceliyor.  18?lik tansiyonumla ben ayakta, diğer başvuru sahipleriyle sırada bekliyoruz.. Ama ben, içimden tansiyonumun en azından 18?de uslu uslu durmasını diliyorum.. * Derken? Derken sözün gelişi.. Bayağı uzun bi ?derken? sonunda sıra geldi. Sevindim tabii. Görevliye tansiyonum yüksek dedim. O da yan taraftan sıra almamı buyurdu. ?Kardeşim? dedim: Ben ayakta zor duruyorum, ne sırası, sıra nerede, nasıl alacağım.? Aslında tepki değil de bir nevi feveran ediyorum, zira korkuyorum; ya benim 18?lik 20?ye doğru yürüdüyse! Yine derken, bir kadın görevli imana mı geldi, halime mı acıdı, tehlikeli bi durum mu sezinledi bilemiyorum, beni bi makineye bağladı. Allahtan tansiyonum yerinde sayıyor; 18. Sonra yan odaya geçip kayıt yaptırdık. Sarı okları takıp edin talimatı ile içeri geçmek üzere yola çıktık. Büyük bir kapıdan içeri geçtik ki sarı ok filan kalmadı. Ortaya dikilip aval aval bakınıyorum. Kimse de demiyor ki buyur! Birisine sokuldum, halimi anlattım. Bi daha ölçtüler tansiyonumu; 16. Nasıl sevindim. Sonra.. Sonrası tansiyonu düşürdüler.  Biz de geldik evimize. ××× Sonra düşündüm ve Fehmi Coşkuner?in sorduğu soru geldi aklıma: Dakikalarca sıra beklerken, yüksek tansiyon bana bişey yapsaydı.. Ölüm, kolay; eğitim zayiatı der geçersin.. Ya felçtir, inmedir ne bileyim işte süründürecek bir durum başıma gelseydi.. Bir hastayı, dakikalarca sırada bekletmek, geçmişin bürokratik devirlerinde kalmamış mıydı yahu! * Konuyu burada anlatarak özel durumumu faş ediyor değilim? Personeller üzerinden eleştiri getirecek de değilim.. İşim olmaz. Zaten gereksiz? * Lâkin kimi sorular da aklına gelmiyor değil insanın. Temsil. Hastane yöneticileri, acilde yaşanan bu durumları gerçekten yerinde hiç görmüşler midir? Görmedilerse sorun, görüp de önlem almadılarsa daha da büyük sorun. Acil Servis?te eziyet çeken birisi olarak, hastane yöneticilerine şunu sormak sanırım en doğal hakkım:  Acil serviste hastayı sırada bekletmemek için bir çözüm düşündünüz mü? Aklınızdan geçti mi acile şöyle bi uğrayıp neler oluyor burada diye bakmak! Ben sorunun cevabını bilemesem de tahmin ediyorum: Klimalı odalardan kim çıkıp da taaaaaa acile kadar yürüyecek! Hem kankuşlar gelir de bulamaz filan?{afyonkarahisardemokrat.com}



KÖŞE YAZARLARI