Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Arslan?ın basın açıklaması şu şekilde;
Kıymetli hemşehrilerim hepinizi hürmetle selamlıyorum
Esselamü aleyküm.
Bugün 19 Ekim Pazartesi. Yeni haftamızın ülkemize ve tüm
insanlığa hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
ATEŞKESİN BİRİNCİ ŞARTI, DAĞLIK KARABAĞ İŞGALİNİN
SONA ERMESİDİR
Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmaları hep
birlikte takip ediyoruz. Türkiye iktidarıyla, muhalefetiyle
Kardeş Azerbeycan?ın yanında olduğunu bildirmektedir.
Geçtiğimiz günlerde Rusya ateşkes için devreye girerek bir
masa kurdu. Ancak bu masada Türkiye yoktu. Bunun
sebepleri titizlikle incelenmelidir. Ateşkes görüşmeleri
sonrası Ermenistan sivillere yönelik saldırılarını devam
ettirdi. Demek ki Ermenistan birilerine güveniyor. Biz ise bu
saldırıları kınamaktan öteye geçemiyoruz. Dış politikada
güçlü bir duruş sergilemeliyiz. Bölgede kalıcı bir ateşkesin bir
numaralı şartı Dağlık Karabağ?daki Ermeni işgalinin son
bulmasıdır. Karabağ?ın Azerbeycan?ın toprağı olduğu ve
Ermenistan?ın işgal ettiği bu topraklardan kayıtsız şartsız
çekilmesi gerektiği BM kararlarıyla da belirtilmiştir. Bu
kararın uygulanmasını sağlamalıyız.
IŞIKLAR HER YERDE YANIYOR AMA ADALETİN IŞIĞI
SÖNÜYOR.
Son günlerde ülke gündeminde yer alan ?ışıklar yanıyor?
tartışması, ülkemizde hukukun ne kadar uygulandığının açık
bir göstergesi olmuştur. Anayasa?nın 153. maddesi Anayasa
Mahkemesi kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını,
idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.
Anayasa?nın 11. maddesi de Anayasa?nın bağlayıcılığı ve
üstünlüğü ilkesini düzenlemektedir. Bu değerlendirmeler
ışığında ve Anayasa?nın açık hükümleri karşısında Anayasa
Mahkemesi kararlarının uygulanmaması söz konusu olamaz.
Ancak alt mahkeme ?AYM?nin verdiği kararı uygulamam?
diyor. Ne yazık ki hukuk rafa kalkmış, keyfiyet hakim
olmuştur. İşte ihtilal budur. İhtilal yapanlar önce anayasayı
rafa kaldırıyorlar. ?Ben böyle istiyorum? diyerek hareket
ediyorlar. Yapılması gereken ışıkları konuşmak değil, hukuka
dönmektir. ?Ben devletim, ben kanunum? anlayışından
vazgeçilmesi gerekmektedir. Devleti yönetenlerin hukuk
kurallarına en başta ve herkesten çok kendilerinin riayet
etmeleri gerekmektedir.
HUKUK TANIMAZLIĞIN BİR ÖRNEĞİ GÜNEY KÖY.
Hukukun değil keyfiyetin işlediğine bir örnek te ilimizden
verelim. Sinanpaşa köyüne bağlı Güney Köy?ün belediyeliği
nüfusu düşük olması sebebiyle düşürülmüştü. Konu
mahkemeye taşındı. Mahkeme köyü haklı bularak belediye
olmasına hükmetti. Temyiz sürecinde üst mahkeme de
kararı doğru bularak belediye olmaları gerektiğine hükmetti.
31 Mart?ta yapılan seçimlere yetişmediğinden aynı yıl 2
Haziran?da seçime gitmesi bekleniyordu. Afyon
Milletvekillerinden Sayın Ali Özkaya?da 2 Haziran?da seçime
gidecekleri konusunda söz vermişti. Ancak aradan 1,5 yıl
geçmesine rağmen verilen söz tutulmadığı gibi hukuk ta
işletilmedi. Güney köy hala belde olmayı bekliyor.
İKTİDAR EKONOMİYİ ÇÖZEMEYECEĞİNİ KENDİSİ DE
BİLİYOR.
İnsanımızın birinci gündemi ekonomidir. İktidar ekonomiyi
düzeltemediği için konuşulmasını istemiyor. Bunun için bir
yandan suni gündemler oluşturuyor. Bir yandan ekonomi iyi
algısı oluşturuyor. Diğer bir yandan çeşitli maden-gaz
rezervleri bularak ümit pompalıyor. İşsizlik rakamlarını
düşürüyor. Enflasyon rakamlarına müdahale ediyor.
Bunların yetmediği yerde ?sabır? tavsiye ediyor. Sayın
Cumhurbaşkanı millete fakirliğe sabretmelerini söylüyor.
Ekonomi bakanı dolara bakmıyor, Çalışma Bakanı
emeklilerimizin maaşlarını ödemekle övünüyor. Bütün bu
açıklamalar gösteriyor ki; iktidar ekonomiyi bu politikalarla
düzeltemeyeceğini anlamıştır. Buna karşılık politikalarını
değiştirmek gibi bir niyetinin olmayışı, anlaşılabilir bir
durum değildir. Betona ve asfalta yatırım yapmaya devam
etmektedir. Şu anda yapılması gereken sosyal hizmet
yapıları değil, üretim yatırımlarıdır.
TARIMA DESTEK PROJELERİNDEN BİLE RANT KOKUSU
GELİYOR.
Üretim deyince en başta tarım ve hayvancılık gelir. Buraya
verdiğiniz destek en geç bir yıl içerisinde size döner. Hem
çiftçiniz, hem de tüketicimiz kazanır. Diyebilirler ki? biz
çiftçimizi destekliyoruz, Genç Çiftçi Projesi ile destek verdik?.
Basında çıkan haberlere göre Ankara merkezli bir firma
TİGEM?den ihalesiz bir şekilde doğrudan temin yoluyla
hayvan tedarik işini alıyor. Projeden yararlanan hak
sahiplerine ucuz yollu temin ettikleri niteliksiz ve hastalıklı
hayvanları dağıtan rant şebekesi, destek bütçesinin büyük
bir bölümünü kendi ceplerine atıyor. TİGEM tarafından
yapılan sözleşmelere göre hastalıklı ve niteliksiz hayvanların
dağıtımı kesinlikle yasak olmasına rağmen, rant şebekesinin
bu hayvanları sahte kulak küpeleri ile yapıyor. 2019 yılında
Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığı?nın talimatıyla Ardahan
Göle Jandarma Komutanlığı?nın yaptığı operasyonda genç
çiftçi projesine hayvan tedarik eden Ankara merkezli firmaya
ait kamyonda 2183 adet kulak küpesinin yakalanması
buradaki yolsuzluğun boyutunu gözler önüne seriyor.
Müfettişler, ?Genç Çiftçi Projesi?ndeki büyük yolsuzlukla
ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanlığı?na 500 sayfalık
kapsamlı bir rapor sundu. Genç Çiftçi projesindeki büyük
yolsuzluğun her boyutuyla ortaya çıkarılabilmesi için
Bakanlığın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç
duyurusunda bulunması gerekiyor. İşte yaptığınız destek bu.
Başka ne yaptınız? TOKİ?ye ?Tarım Köy Evleri? yaptırdılar.
Birisi de bizim ilimizin Sinanpaşa İlçesine bağlı Ahmetpaşa
Belediyesi?nde geçtiğimiz yıllarda yapılarak vatandaşlara
teslim edilen 100 adet TOKİ Tarım Köy evleri. Adı tarım köy
evi ama tarıma ait hiçbir şey yok. Ne ahırı var, ne de arazisi.
Yan yana dizilmiş 100 adet tek katlı binalar. İşte tarıma
verdikleri destek bu. Bunlar zan ediyorlar ki; adına ?Tarım Ev?
deyince tarıma destek olduk. Bu iktidarla bu işlerin
çözülmesi mümkün görünmüyor.
Her zaman söylediğimiz gibi; ülkemizin problemleri kaynak
yetersizliğinden değil, kaynakların ehil olmayan kişilerce ve
yanlış yerlerde değerlendirilmesindendir. Ehil insanlarla ve
doğru yatırımlarla çözülemeyecek bir problemimiz yoktur.
Bu düşüncelerle hepinize teşekkür ediyor, sağlıklı ve huzurlu
günler diliyorum.