CAMİLER KIRAATHANEDEN DAHA MI TEHLİKELİ?

CAMİLER KIRAATHANEDEN DAHA MI TEHLİKELİ?

Van?ın Çatak ilçesinde yol çalışması yapan işçilerin servis aracının geçişi sırasında PKK`lı teröristlerin döşediği el yapımı patlayıcı infilak etti. Patlamada, 2 işçi şehit olurken, 8 kişi de yaralandı. Şehitlere Allah?tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bu hain saldırının faillerini ise lanetliyorum.  İçinde bulunduğumuz sürecin bir an önce son bulmasını temenni ediyorum. Şehrimizin farklı köylerinde de vakalar görülmüş, bazı ek tedbirler alınmıştır. Hastalarımıza acil şifalar diliyor, vaka sayısının artmamasını temenni ediyorum.    CAMİLER KIRAATHANEDEN DAHA MI TEHLİKELİ?    Sürecin son bulmasında hem yetkililere, hem de hepimize düşen sorumluluklar var. Yetkililer süreci doğru yönetitp, doğru kararlar almalıdır. Soru işareti oluşturacak kararlar vermemelidir. Örneğin kıraathane, pastane ve çay ocaklarına girmek ve oralarda oturmak serbesttir. Buralara girerken ellerinizi yıkama zorunluluğu yoktur. Burada oturacağınız zaman için bir kısıtlama yoktur. Hatta son düzenleme ile 24.00 ?a kadar açık kalabilmektedir. Diğer taraftan camilerimiz göz önüne alırsak, ellerinizi, yüzünüzü, ağız ve burunu, kollarınızı ve ayaklarınızı yıkamadan giremezsiniz. En uzun namaz sünnetlerle beraber 30 dakikayı geçmez. Ama gelin görün ki camilerde sadece öğle ve ikindi namazlarının farzları kılınmakta, diğer vakitler kılınmamaktadır. Şimdi şunu herkes sormaktadır; camiler kıraatheneden daha mı tehlikeli? Camilerimiz en temiz yerlerin başında gelirken bu engelleme niye? Söz konusu bu karar Ak parti zamanında değil de, hep hatırlattığınız CHP döneminde alınsaydı tavrınız ne olurdu?    AYASOFYA POLİTİK MALZEME OLARAK KULLANILMAMALI!    Camilerimiz tam olarak ibadete açılmamışken şimdi Ayasofya Camii?nin açılması gündeme geldi. İktidar bunu neden gündeme getirmiştir? Bizim kanaatimize göre gündem değiştirmek maksadı dışında ve kendi tabanını konsolide etmek dışında bir amacı yoktur. Gündemde iktidarın hoşuna gitmeyen konular varsa başka konularla engelliyorlar. Şimdi Ayasofya pat diye yeniden gündeme geldi. Bu iktidar daha geçen yıl Erdoğan?ın ağzından Ayasofya?nın açılması ile ilgili taleplere aynen şöyle yanıt verdi; ?Yan tarafta Sultanahmet`i doldurmayacaksın, Ayasofya`yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız.? Şimdi şu soruları sormak istiyorum. Sultanahmet doldu mu? Namus algısı değişti mi ne oldu? Ayasofya?ya kararname nezdinde bakanlar var, Batı açısından bakanlar var, burası kiliseydi değiştirmek doğru değil diyenler var ama biz bir şeyi biliyoruz. Müslümanlar fethettikleri bölgelerde kiliseleri camiye tahvil etmemişler. Fetihten sonra Sultan Fatih burayı vakıf olarak tahsis etmiş, cami dışında kullananlara lanet etmitir. Bunu biz tarihi bir emanet olarak görmeliyiz. Birileri çıkıyor yok efendim müze olsun, Cuma Müslümanlar Pazar hristiyanlar ibadet etsin diyor. Böyle saçmalık olmaz. İYİ Parti önerge verdi bu konuda reddettiler. Neden? Biz muhalefetin izinden gitmeyiz diyor bu iktidar. Aslında doğru kimden gelirse gelsin destek olunmalı, yanlış kimden olursa karşı çıklılmalıdır. Ayasofya?nın vakit geçirilmeden bu milletin arzusunu, Fatih Sultan Mehmet Han?ın vasiyetini yerine getirecek tarzda ibadete açılması doğru olandır. Kimsenin de açarken vaveyla koparmasına ihtiyaç yoktur.  Bunu politik malzeme olarak kullanılmasına da son derece yanlıştır.    İŞYERLERİ KAPALIYKEN BİLE İŞSİZLİK DÜŞMÜŞ!     Koronavirüs süreci ister istemez ekonomiyi her ülkede etkiledi. Ancak hükümetin attığı adımlar uyguladığı politikalar ekonomiyi düzeltecek boyutta gözükmüyor. İktidar tedbir almıyor mu alıyor? Nasıl alıyorlar TUİK 10 Bölge müdürünü görevden alıyorlar. İktidar kendi işine gelen rakamların TUİK tarafından söylenmesini istiyor. Bakınız TUİK?e göre işsizlik 0.9 azalmış 13.2?ye düşmüş. 2 milyondan fazla esnaf kepenk kapatacak, oteller çalışmayacak, lokantalar iş görmeyecek ve bu dönemde işsizlik düşecek. Buna kim inanır?Eğer işsizlik azalmıyorsa ekonomi düzelmez, bunu bildikleri için rakamlarla oynuyorlar. Nasıl olmuşsa işsizlik düşmüş, Madalya takmak lazım bu arkadaşlara, madalyayı problemi çözdükleri için değil bu abartılı rakamları gündeme getirmekten çekinmedikleri için takmak lazım. Çünkü çok cesurlar(!)    TÜRKİYE?NİN EKONOMİK DURUMUNA AİT İKİ ÖRNEK.    Hep dile getirdiğimiz gibi bugün, Türkiye?nin içinde bulunduğu ana gündem ekonomidir. Burada iki örnekle Türkiye?nin ekonomik durumunun fotoğrafını çekmek istiyorum. Birincisi; Hatay Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu, pamuk tarlasında 10 saatlik çalışmanın bedelini 52 TL olarak belirlemesi. Bakınız tarlada 10 saat çalışmanın bedeli, alın terinin, emeğin, yorgunluğun bedeli sadece ve sadece 52 lira. Bu asgari ücretin yarısı etmiyor bile. Bir pamuk işçisi hiç durmadan 30 gün çalışsa alacağı para 1560 lira. Buralarda insanların çalışıyor olması, verdiğiniz ücretin adil olduğu anlamına gelmez. Ne asgari ücret insanların karınlarını doyuracakları, ihtiyaçlarını karşılayacak bir seviyede, ne de ekonomimiz bugün rakamları arttıracak bir seviyede değil.    İkinci örneğimiz ise; kredi borcunu ödeyemeyen öğrencilerin durumu. Türkiye?de 5 milyon kişinin öğrenim kredisi borcu var! Öğrenim kredisi borcunu ödeyemeyen 280 bin öğrenciye haciz uygulanmış. Bakınız Türkiye?nin net tablosu budur. Çalışan borçlu, esnaf borçlu, emekli borçlu hatta öğrenciler bile borçlu. İktidar sistemi borç ekonomisi üzerine kurduğu için bu millet perişan oldu. Salgın sürecinde dahi karşılıksız hibe yapamayan bu iktidar 6 ay sonra ödemek üzere kredi dağıtabildi. Borçlu olan milletimizi daha da borçlandırdı. Bu düzen böyle gitmez, bu sistem daha fazla ayakta duramaz!    HER KESİM, ÖZELLİKLE DE ESNAF VE ÇİFTÇİ DESTEKLENMELİ.    Burada şu hususu da ifade etmek istiyorum, iktidarın yeni sezona girerken her sektöre ciddi manada destek paketleri hazırlamaları icap eder. Başta esnaf. Biz bunu tekrar tekrar dile getirdik 15 maddelik paketi pandemi sürecinde hatırlattık. Ama ne yazık ki bu konuda söylenenler hiçbir zaman iktidarı etkilemiyor. Esnaf Özellikle küçük işyerleri ve küçük esnaf çok önemli! Tarım olmazsa olmaz desteklenmesi gereken sektördür. Biz salgından önce de tarımın önemini dile getirmiştik.  Bugün ise çiftçimizin desteğe daha çok ihtiyacı vardır. önce zirai don olayı, ardından dolu çiftçilerimizi zor durumda bırakmıştır. Ekilecek bir karış yer bırakmayacağız diyenler gereğini yapmalı, çiftçimize faizsiz krediler vermeli, yakıttaki vergileri sıfırlamalıdır.    Bu düşüncelerle hepinize teşekkür ediyor, sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum. Saadet Partisi Afyonkarahisar Merkez İlçe Başkanı Orhan Arslan.


KÖŞE YAZARLARI